
50 MİLYON YAŞINDAKİ AMAZON ORMANLARI
Amazon ormanları yeryüzünün en geniş alanına yayılan ve en büyük faunaya sahip ormanıdır ve dünyadaki su kaynaklarının yüzde 20’sini oluşturur. Amazon ormanlarının en büyük özelliklerinden biri ise atmosferdeki oksijen ve karbondioksit dengesini korumasıdır. Dünyadaki hayvanların çoğunun ihtiyaç duyduğu oksijenin bitkilerin ürettiği kısmının %20’si Amazon ormanlarında üretilmektedir.
Amazon Ormanları içerisinde 40.000 ağaç çeşidi, 2.000 kuş çeşidi ve memeli hayvan, 2.200 balık çeşidi ile 128.843 çeşit omurgasız hayvan bulunur ve bu nedenle dünya üzerinde en fazla türe sahip olan ormandır. Dünyadaki hayvan ve bitki türlerinin de yüzde 10’unu barındıran Amazonlar, 8 ayrı Güney Amerika ülkesinde yaşayan 400’den fazla yerli kabileye de ev sahipliği yapıyor.
Denizde yaşamayan tek denizineği türü olan amazon denizineği gibi çok sayıda endemik hayvan ve bitki barındırmaktadır.
Ancak bu muhteşem doğal alan dünyanın ekolojik dengesini altüst edecek şekilde tamamen yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.

Dokuz Uluslu Yağmur Ormanları
Balta girmemiş Amazon ya da Amazonya olarak da adlandırılan Amazon Yağmur Ormanları; Güney Amerika Amazon havzasının tamamına yakınını kaplayan, geniş yapraklı ve nemli bir orman türüdür. Amazon havzasının beş buçuk milyon km’si Amazon ormanlarıyla örtülüdür. Bu bölge dokuz ulusa aittir. Yağmur ormanlarının yüzde 60’lık ve en büyük bölümü Brezilya’da yer alırken, yaklaşık yüzde 13’ünü barındıran Peru ikinci sıradadır. Tüm gezegende geriye kalan yağmur ormanlarının yarısından çoğunu simgeleyen Amazonlar dünyanın en geniş ve tür çeşitliliği en fazla ormanları olma özelliğini de taşır. 2008 yılında da “Dünyanın Yeni 7 Harikası”ndan.

Eşsiz Biyoçeşitlilik
Nemli tropikal ormanlar tür bakımından en zengin biyomlardır.* Yeni Dünya olarak da adlandırılan Amerika’daki tropikal ormanlar ise Afrika ve Asya tropikal ormanlarından daha çok türe ev sahipliği yapmaktadır. Amazon yağmur ormanları, Yeni Dünya’nın en geniş bölgeye yayılmış tropikal ormanları olarak, eşsiz bir biyoçeşitliliğe sahiptir. Bu yeryüzünde yaşayan bitki ve hayvan türlerinin en geniş koleksiyonunu barındırdığı anlamına gelir. Amazonlar iki buçuk milyon böcek türünün yaşam alanı olduğu gibi, binlerce bitkinin yetiştiği muazzam bir ekosistem içerir. Amazonlar’da bugüne kadar 40 binin üzerinde bitki türü tespit edilmiştir. Ayrıca 2 bin kadar kuş ve memeli türünün yanı sıra, 3 bin balık türü, 400’ün üzerinde memeli ve çift yaşamlı türler ve 400’e yakın sürüngen türü bölgenin bilimsel olarak sınıflandırılmış türleridir. Tüm dünyadaki kuşların beşte biri Amazon yağmur ormanlarında yaşamaktadır. Bilim adamları Amazonlar’ın sadece Brezilya’ya ait bölümünde 100 binin üzerinde omurgasız türü tespit etmiştir.
Tartışılan Tehditler
Çevrebilimciler, son yıllarda Amazonlar’ın barındırdığı eşsiz biyoçeşitliliğin risk altında olmasından endişe duyuyor. Ormanların yok edilmesi ve küresel ısınmayı hızlandıran karbon gazının tarımsal faaliyetlerle salınımı tehditlerin başında geliyor.
Sera gazı etkileri ve iklim değişikliklerinin gelecekte yaratacağı etkiler üzerine yapılan araştırmalar; Amazon yağmur ormanlarının, azalan yağmur miktarları ve artan sıcaklıklarla yüz yıl içinde tamamen yok olabileceğini göstermiştir. Ormansızlaştırmayla şimdiden tehdit ettiğimiz yağmur ormanlarının küresel ısınmanın da etkisiyle öngörüldüğü gibi yüz yıl dayanıp dayanamayacağı ise henüz kesinleşmedi.
Peru Amazonları
Amazon ormanlarının Peru’da bulunan bölümü, ekolojik olarak tüm Amazon ormanlarının yüzde 11 ile 13 kadarını oluşturmaktadır. Amazon ormanları ise Peru’nun yüzde 60’ından fazla bir bölgesini kaplamaktadır. Amazon ormanları 50 milyon yıldan daha yaşlı bir hazinedir. Yeryüzündeki bitki ve havyan türlerinin yarısı, Amazonlar’da yaşamaktadır. Bu denli önemli olan Peru Amazon ormanları, hükümetin de desteklediği ormansızlaştırma çalışmaları sebebiyle büyük bir saldırıyla karşı karşıya kalmış durumdadır.
Toprak da Yok Oluyor
Bu tropik ormandan elde edilen değerli maun, sedir ve akasyalar Amerika, Avrupa ve Fransa’ya gönderiliyor. Bazıları sandalye, masa, mutfak tezgahı olarak bizlere sunuluyor. Ancak daha önemli bir sonuç var: Biyolojik çeşitliliğin tehlikeye girmesi.


Peru Amazonları’ndaki ormansızlastırma ile toprak da yok edilmis olmaktadır. Nehirler, bitkiler, hayvanlar kirlenecek. Maun bir salon takımı, ya da yabandomuzu derisinden eldivenler kimi koleksiyonlar için değerli olabilir ama yüz binlerce nadir bitki türü aslında yok edilmiş olacak.

Koruma altında Peru Amazonları’nda olduğu gibi Amazonlar barındırdıkları sakinleriyle birlikte ormansızlaştırmayla yok edilmeye devam edilirse, yerel halkla birlikte yağmur ormanları dernekleri de kaybolacak ve – Urarina’da olduğu gibi insanlar sahip oldukları bu kültürel ve ekosistem hazinesini korumak için mücadele veremeyeceklerdir. 2000’li yılların başından itibaren Amazon yağmur ormanlarının korunmaya alınan arazileri üç katına kadar genişletildi ve ormansızlaştırma da yüzde 60 oranında azaltıldı.
Büyük Kuraklık
Amazon ormanları 2005 yılında son yüzyılın en büyük kuraklığını yaşadı. Kuraklığın ardından yapılan incelemeler, Amazonlar’ın bu ölçüdeki kuraklığa ancak üç yıl dayanabileceğini gösterdi. Bilim adamları kuraklığın sebebi olarak Amazonlar’ı kaçınılmaz bir yok oluşa iten ormansızlaştırmayı ve ormansızlaştırma sonrası gerçekleşen yerel iklim değişikliğini gösterirken, savana ya da çöle dönüşme sınırında gezen bu ormanların yok oluşunun tüm dünya iklimini etkileyecek felaket derecesinde sonuçlar doğurabileceğinin altını çiziyorlar.
68 bilim adamının yürüttüğü uluslararası çalışmanın sonuçlarının yer aldığı raporda, eğer dünya iklimi daha da kurak hale gelirse, Afrika’dan, Latin Amerika’ya yağmur ormanlarının küresel ısınmayı hızlandırabileceği belirtildi.
Bitkiler büyürken, ısıyı kendinde toplayan karbondioksiti emiyor, kuruyup çürüdüklerinde ise karbondioksit salıyor.
Araştırma ekibinin başkanı, İngiltere’deki Leed Üniversitesi’nde tropik çevre bilimleri profesörü Oliver Phillips, “Amazon ormanlarının kuraklığa karşı şaşırtıcı biçimde hassas olduğunu” belirtti.
Uzmanlar Amazon ormanlarının 1980’den bu yana yılda ortalama 2 milyar ton karbondioksit emdiğini, ancak 2005 kuraklığında 3 milyar ton kabrondioksit saldığını hesapladı. Kuraklık sonucu oluşan karbondioksit salınımı ağaçları öldürdü ve bitkilerin büyümesini yavaşlattı.
Phillips, araştırmanın sonuçlarını içeren Science dergisinde yayımlanan yazıda, 2005 kuraklığının “toplam etkisi atmosfere ek olarak 5 milyar ton karbondioksit salınmasıdır. Bu Avrupa ve Japonya’nın yıllık toplam salınımından daha fazladır” dedi.
Amazonlar ve barındırdığı canlı türleri bir insanlık mirasıdır ve yok olma sürecine girmiştir. Sorunu iyice anlamak, detaylarına vakıf olmak ve derhal harekete geçmek gerekmektedir.
*Biyom: Biyom, biyosferin aynı iklim koşullarında ve aynı bitki örtüsünün egemen olduğu çok geniş bölümlerini belirten çevrebilim terimidir. Yeryüzündeki birbirine bitişik, benzer yayılmış yaşam alanları olarak da tanımlanabilir. Her biyomda, egemen bitki örtüsü, o biyoma özgü bir dizi hayvan topluluğunu barındırır.
