Biliyor musunuz?

Ağlayan Deniz Kaplumbağaları

Deniz kaplumbağalarının yedi türü de tehlike altındaki türler listesine alınmıştır. Gabon’da sahile çıkarak yumurtalarını bırakan deniz kaplumbağası türü ise Dermochelys coriacea olarak bilinen deri sırtlı deniz kaplumbağalarıdır. Bu tür, aynı zamanda, yasayan en büyük deniz kaplumbağası türüdür. Kemiksi bir kabuğu olmadığı için diğer deniz kaplumbağalarından kolayca ayırt edilebilirler. Kemiksi kabuğun yerine, karapası deri ve yağlı bir tenle kaplıdır. Deri sırtlı deniz kaplumbağaları ait oldukları familya içinde günümüze kadar gelebilen tek türdür.

Dermochelys coriacea

İnsanlar günümüzde hala kaplumbağa yumurtaları toplamaktadır. Özellikle Tayland gibi Güney Asya ülkelerinde yumurta toplama faaliyetleri, tüm yerli yumurtlayan türlerin sonunu hazırladı. Bazı kültürlerde ise kaplumbağa yumurtalarının afrodizyak olduğuna inanılmaktadır. Deniz kaplumbağalarının yumurtalarının toplanması, türün neslini yok olma noktasına getirmiştir. Oysa bu kaplumbağalar deniz analarının başlıca düşmanlarıdır ve deniz anası nüfusunun dengede kalmasını sağlarlar.

Deri sırtlı kaplumbağaların yırtıcılara karsi en savunmasız olduğu dönem, yaşamlarının ilk yıllarıdır. Kuşlar ve küçük memeliler kaplumbağaların yumurtalarını bıraktıkları yuvaları kazarak yumurtaları çaldıkları gibi, yumurtadan çıkıp denize kadar ulaşanları ise büyük balıklara yem olmaktadır. Sonuç olarak çok azı yetişkinlik çağına kadar hayatta kalır.

Deniz kaplumbağalarının soyunu tükenme sınırına getirme sebepler arasında, denizlerin kirliliği de yer alıyor. Kimyasal atıklar kaplumbağaları etkilediği gibi plastik torbaların denize atılması bile kaplumbağaların yaşamını altüst edebiliyor çünkü bu torbalar deniz analarını yani onların başlıca besin kaynağını yokediyor.

Deri sırtlı deniz kaplumbağalarının etleri faza yağlı olduğu için insanlar tarafından lezzetli bulunmuyor ve dolayısıyla etleri için avlanmıyorlar. Bu açıdan şanslı gibi görünseler de dolaylı yollardan türlerinin başlıca tehditleri arasında yine insanlar yer alıyor.

En Büyük Engel

Deniz kaplumbağalarının yumurtadan çıkan bin yavrusundan sadece biri yetişkinlik yaşına ulaşabiliyor. Plajlardaki ağaç parçaları da yumurtlamak için karaya çıkan deniz kaplumbağaları için negatif bir durum. Çünkü karaya çıkan kaplumbağalar, bu yıkık ağaçlara kadar gelip geri dönüyorlar. Bu çok önemli bir sorun, çünkü Libreville ya da Port-Gentil limanlarından sahile vuran ağaçlar, yumurtlama noktasına kadar gelip dayanıyor ve bütün Gabon sahili boyunca karşılaşılan büyük bir soruna dönüşüyor.

Deniz kaplumbağaları 65 milyon sene önce dinozorları yok eden tufanlardan kurtulu hayatta kalan ilk tür. Bugün 20 yıldan az bir süre içinde hayvanların onda dokuzu yok oldu. Aralık ayında dişiler okyanusu terk edip yuva yapmak ve yumurtlamak için sahile çıkıyorlar. Yumurtladıkları zamanlar deniz kaplumbağalarının en savunmasız olduğu saatler. Çünkü tam da yumurtalarını bıraktıkları dakikalarda insanlar tarafından yakalanıyorlar. Kaplumbağalar bir seferde ortalama 80-100 yumurta bırakıyor.

Sanayi Avlanma

Deniz kaplumbağalarına artık Pasifik Okyanusu’nda rastlanamıyor. Atlantik’te de bu azalma her geçen gün biraz daha belirgin oluyor. Bunun nedeni sadece her gün sahile attiğimiz çöpler değil, aynı zamanda ve esas olarak sanayi avlanmadır. Balıkçı tekneleri kaplumbağa göç hareketlerini dikkate almıyor ve yumurtlama bölgelerinde avlanıyorlar. Kaplumbağalar çoğu zaman sahilde ölü bulunuyorlar.

Ağlayan Kaplumbağa

Deri sırtlı deniz kaplumbağaları sahildeki yuvalarına yumurtalarını bırakırken inanılmaz bir doğa olayının kahramanı oluyorlar. Kaplumbağalar yumurtalarını bırakma sırasında ağlıyorlar. Bilim adamlarını dahi şaşkına çeviren bu olay, tamamen gerçek. Kaplumbağalar gerçekten ağlıyor ve gerçek göz yaşları döküyorlar. Bu olayın elbette bilimsel bir açıklaması var. Kaplumbağa göz yaşları ikili bir işleve sahip. Birincisi; vücutlarındaki aşını tuzun etkisini azaltmak, ikincisi de gözlerine kaçan kum tanelerinden kurtulmak.

İnanılmaz Taklit

Ortalama yasam süreleri 50 yıl olduğu tahmin edilen kaplumbağalar, yumurtaların bıraktıktan kumlarda bir yuvaya göre çok daha geniş bir alan kazıyorlar. Böylece yırtıcıları yanıltmak istiyorlar, inanmaz olan anneleri onlara hiçbir sekilde öğretmediği halde tıpkı annelerinin davranışlarını taklit ediyor olmaları. Bu davranışlar genlerine kazınmış. Dişiler yumurtladıktan sonra yavrularla ilgilenmek için geri gelmiyorlar. Yavrular kendi başlarının çaresine bakıyor ve doğada tek başlarına büyümeye çalışıyorlar. Denizde çok zarif olmalarına rağmen kumda oldukça hantal olan deniz kaplumbağaları. 180 milyon yıldır aynı isi yapıyorlar.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error

Yazıyı beğendiyseniz sosyal medyada paylaşabilirsiniz.