
EKOLOJİK EVLER; Geleceğin Mimarisi
İnsanoğlu bencilliğiyle gezegenin sırtında ağır bir yük oluşturuyor. Ancak her şey bazen o kadar da kötü olmayabilir. İşte ekosistemimizin geleceği için çok önemli, Üstelik pozitif bir insan faaliyeti: Ekolojik Evler!
Doğal Kaynakların Mimaride Kullanımı

Gezegenin üzerindeki ağırlığımızı mimari olarak da azaltabiliriz. Nasıl mı? Muhteşem Ekolojik Evler sayesinde! Gezegenimiz üzerindeki ağırlığımızı hafifletmek, sadece yiyip içtiklerimiz ya da giydiklerimizle sınırlı değil. Ekolojik dengeyi altüst etmeden, biyolojik çeşitlilik döngüsü içindeki yerimizi ve diğer türlere bağımlılığımızı kabul etmek; sadece başlangıç. Mimari boyutta da gezegenin sırtında epey bir yük oluşturduğumuzu kabul etmeliyiz. Buradan hareketle, dünyada her geçen gün biraz daha yayılmakta olan başka bir doğal kaynak kullanım yöntemi daha gelişiyor: Ekolojik evler!
Doğal kaynakların mimaride verimli bir şekilde kullanımını amaçlayan ekolojik mimari, doğaya ve ekolojiye zarar vermeden yaşanabilecek yapılar oluşturuyor.
Zararımızı Telafi Edebilir
Büyük şehirlerdeki olağanüstü yapılaşmanın doğal enerjilerin kullanımı ve bu enerjilerin tüketilmesi sırasında zehirli gazların doğaya salınımı konusunda ne denli tehlikeler oluşturduğu Dünya Raporu’nun temel alanlarından biri. İşte rüzgar, su, güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının mimaride uygulanışı verdiğimiz zaran en az seviyeye indirmenin mümkün olduğunu kanıtlıyor. Son yıllarda, özellikle gelişmiş ülkelerde hızla yayılan ekolojik mimari, çevreye sağladığı katkı kadar. kendi enerjisini üreten yapılar inşa ettiğinden, ekolojik ev sahiplerine ekonomik katkıda da bulunmuş oluyor.
Ekolojik Mimarinin Temsilcileri

Ekolojik mimarinin dünyadaki en iyi temsilcilerinden biri 240 m yükseklikteki Bahreyn Dünya Ticaret Merkezi’dir. Bu heybetli yapının enerji ihtiyacının yüzde 10-15’i, kentlerin açık alanlarında tarlalar halindeki yapılarını incelediğimiz rüzgar türbinleri ile karşılanıyor. Rüzgar enerjisinin sadece köyleri aydınlatmaya ya da gemileri yürütmeye değil, gökdelenlerin de enerji ihtiyaçlarını karşılayabileceğini gözler önüne seren harika bir örnek.
Eko-Kasabalar
Avrupa’nın bazı ülkelerindeki eko-kasabalar da hızla yayılan ekolojik evlerin daha geniş bir alanı kaplayan halini temsil ediyor. Bu köylerdeki evlerde su ihtiyacı toplanan yağmur sularından, elektrik ise güneş panelleri yoluyla elde ediliyor. Bazı yerlerde trafik ışıkları da günes enerjisi ile çalısıyor. Evler, doğal ışık maksimum alacak şekilde inşa edilmiş ve genelde güneye bakıyorlar. Kışın evin içine günes ışınlarının girmesini ve arka odalarının da ısınmasını sağlayan pencereler var. Güneş enerjisi ısıtcılar ise suyu ısıtmak için benzer önlemlerin olmadığı evlere oranla en az yüzde 50 enerji tasarrufu yapılmasını sağlıyor. Bu evlerdeki en önemli unsur izolasyon. Sadece ekolojik yapılarda değil. Eko mimariyi örnek olarak hepimiz evlerimizde enerji tasarruflu ampuller kullanabilir, bulaşık ve çamasır makinesinin tükettiği suyu güneş enerjisi panellerin ısıtması için bağlantılar kurabiliriz. Bu makinelerin en az enerji tüketen modeller olmasına dikkat etmemiz çok da zor olmasa gerek.
Evlerimizin Zayıf Noktaları
Bugün bütün evlerin zayıf noktası gündelik hayatımızı sürdürebilmek için kişisel ulaşımı zorunlu kılan yerlerde yapılmış olmasıdır. Ve sonuç olarak insanlar kendilerine benzin beş kat daha pahalı olduğunda ne yapacağım diye sormalı. Eğer benzin çok pahalı olursa bunun yerine ne koyacağız? Cevap o kadar da zor değil. Örneğin toplu ulaşım araçlarına yönelebiliriz ya da elektrikli arabalar kullanabiliriz. Artık biliyoruz ki ulaşım araçları, sera etkisindeki gazları salan en önemli faktördür.
Ekolojik evlerin sadece enerji ihtiyaçları yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanmıyor. Bunun yanında evin içindeki mobilyalar, kullanılan eşyalar hatta bazı kıyafetler de kimyasal maddeler içermeyen organik ve geri dönüşümlü malzemelerden yapılabilir.
Sağduyu Yapıları
Yenilenebilir bir enerji kaynağı olan güneş ışınlarından en fazla ölçüde yararlanabilmek için evler, gökdelenler, hatta kasabalar dahi tasarlanabiliyor. Hiç bilmesek bile, evde kullandığımız enerjiden önemli miktarda tasarruf yapabilmemizi sağlayacak biçimde tasarlanmış yapılar: verdiğimiz zararı neredeyse sıfıra indiriyor.
Sonuç olarak ekolojik evler birer sağduyu yapıları sayılır. Gökten yağan su bedava, toprağın sağladığı ısı bedava, güneş ışınları bedava. Dünyanın toplam kaynaklarının yüzde 30’unu tüketmiş olduğumuz gerçeğini her gün hatırlamalıyız. Ancak önemli olan; geriye kalan yüzde 70’lik kısım. İşte tam da bu yüzden gündelik faaliyetlerimiz çok daha büyük bir önem kazandı. Kendi yıktığımız gezegene toparlanması için destek olmak çok zor değil.

