
İstanbulda En Şiddetli Kışlar
Boğaz’ın ilk kez donması
İstanbul’daki en şiddetli soğukları ve boğazın donması ile ilgili ilk bilgi Bizans İmparatoru Arkadius zamanına aittir.
İstanbul Boğazı bilinen en eski tarih olarak 401 yılında donmuş ve bu 20 gün sürmüştü. 739 yılında İstanbul Boğazı yine dondu. 755 yılında yaşanan şiddetli kış sırasında ise Haliç, Karadeniz kıyıları ve Marmara’nın kuzey kesimleri donmuştu.

763 kışında Haliç’in çevresindeki kıyılar 100 adım mesafeye kadar ve yer yer 30 metre derinliğe kadar donmuştu. Karadeniz’deki buzlar çözülürken, kütleler kenetlenince Boğaziçi ve Haliç tıkanmıştı. Dönemin metinlerinde, insanların ve hayvanların Üsküdar’dan Galata’ya yürüdükleri yazıyor.
928’de İstanbul’da yaşanan şiddetli kış ve yağan kar sonrası buzların erimesi tam dört ay sürdü. 934 yılında şiddetli soğuk ve kar yağışından sonra boğaz yine dondu. Bizans döneminde ise 1011 ve 1232 yıllarında da Boğaz’da yer yer donmalar meydana geldi.

İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu’nun himayesine girdikten sonraki ilk büyük don olayı 9 Şubat 1621’de gerçekleşmiş. Yine Boğaziçi ve Haliç donmuş. İnsanlar çoluk çocuk, yaşlı genç demeden Üsküdar’dan Galata’ya yürümüşler.
24 Ocak 1621
Zeynep Dramalı, “Tarihi Tersten Okumak” isimli kitabında İstanbul’un şiddetli kışlarını şöyle anlatır:
Osmanlı döneminde 24 Ocak 1621’de başlayan şiddetli kar yağışı ve soğuklar Haliç’i dondurmuş, 9 Şubat 1621’e kadar devam eden şiddetli soğuklar nedeniyle İstanbul Boğazı da buz tutmuş, sadece ortasında bir bölümünün akmaya devam etmiştir. İstanbul boğazının tamamen donması ile şehir halkı Eminönü’nden Üsküdar’a yürüyerek gidip, gelebildiler. Haliç de donduğu için Eminönü’nden Galata’ya aynı şekilde geçilebilmişti.

Tarihçi Tuği, “Musibetnâme” isimli eserinde bu hadise ile ilgili olarak, “Hicri 1030’da (Milâdî 1621 senesinde) Boğaziçi dondu. Üsküdar ve Beşiktaş arası kara gibi olup, üzerinden adamlar karşıya geçti.”
Boğaz’ın donması İstanbul için bir felaketti, gıda ihtiyacının çoğunu dışarıdan temin eden şehre gemi gelemediği için yiyecek fiyatları arttı. Ekmek ve et fiyatları birkaç misline çıktı ve büyük bir kıtlık yaşandı. Mart ayının başlarında havanın yumuşaması ile Boğaz’da ulaşım tekrar başlamasaydı, İstanbul’da büyük bir halk isyanı yaşanacaktı. Osmanlı tarihçileri Boğaz’ın donmasını İkinci Osman döneminde meydana gelen diğer ilginç hadiselerle birleştirerek, Genç Osman’ın tahttan indirilmesine işaret olarak gösterirler.

İstanbul’da 1621’den sonra 1669’da da şiddetli bir kış yaşandı ve Boğaz’da yer yer donmalar oldu. Osmanlı tarihinin en kısa süre tahta kalan hükümdarlarından biri olan Üçüncü Osman döneminde, 1755 kışı ise oldukça şiddetliydi ve 134 yıl önceki kışa benziyordu. 11 Ocak 1755’te Haliç’in tamamı, İstanbul Boğazı’nın da önemli bir bölümü dondu. Halk, Haliç’te Defterdar ile Sütlüce iskeleleri arasında denizi yürüyerek geçti.

Vekayinüvis Ahmed Vasıf Efendi, eserinde bu hadiseyi anlatırken şöyle bir tarih beyti zikreder: “Buz üstünden geçen geldi, bana yaz dedi tarihin Deniz altmış sekizde dondu, buzdan bendeniz geçtim.” Bu kış yalnız İstanbul’da değil bütün Osmanlı ülkesinde oldukça şiddetli geçmişti. Dönemin tarihleri Edirne’de yağan karın yirmi karış olduğunu yazar.

Birinci Abdülhamid’in 1774 ile 1789 yılları arasındaki hükümdarlık döneminde de şiddetli kışlar yaşandı.
Özellikle 1778, 1779 ve 1782 yıllarındaki kışlar çok şiddetliydi. 1770 ile 1780 arasındaki dönemde Doğu Akdeniz’i “Maksimum Alp Soğuğu” denen aşırı bir soğuk hava dalgası kaplamıştı. Dördüncü Mustafa döneminde, 1808 Şubat’ındaki kar yağışı sonucunda mahalle aralarında bir buçuk adam boyu kar birikmişti.
İstanbul’da denizin donma olayı bir kez de İkinci Mahmud döneminde gerçekleşti. 1823’te İkinci Mahmud’un hükümdarlığında denizin bir kısmı ve musluklardan akan su donmuştu.
Mirat-ı Mühendis hane-i Berri Hümayun’un 72 sayfasında, Bostan Zade lakabı ile anılan, Mekteb-i Berri Hümayun hocalarından Mustafa Efendi, 1273 H (1856-57 Miladi) tarihinde donan Haliç üzerinde arabası ile uşağını Halıcıoğlu’ndan Eyüp’e geçirmiştir. Sebebini sorduklarında, “Tarihe kayıt düşmek için geçirdim” demiştir.

1878 yılında aynı olay yaşandığında, Osmanlılar, Plevne’de Ruslar’la savaş halindeymiş. Rumeli’yi kırıp geçiren soğuklar nedeniyle Sultan II. Abdülhamid orduya yardım gönderememiş.
Çocukların hokkalarındaki mürekkeplerin bile donduğu, kümeslerde yaşayan tavukların kaskatı kesilerek buzdan heykele döndüğü o günleri yaşayanlar, ağaçlarda donarak dallardan düşecek kuşları kapmak için ağızları açık, ağacın altında bekleyen uyanık sokak kedilerini anlatırlar.

Uğursuzluk alameti
Osmanlı döneminde buz kütleleri Karadeniz’den geldikçe devrin müneccimleri olayı uğursuzluğa yormuşlar, şehri büyük faciaların beklediğine inanmışlar.
Dönemin şairlerinden Seyyid Haşimi, bu olayla ilgili olarak şu mısra ile olayın geçtiği tarihi Hicri takvime göre de belirtiyordu:
“Yol oldu Üsküdar’a, bin otuz’da Akdeniz dondu!”

Şair Neşati ise şöyle yazmış:
“Lütfen ve mana ana dedi Neşati tarih
Be meded dondu bin otuzda soğuktan derya!”

Cumhuriyet dönemi İstanbul kışları
İstanbul’un Cumhuriyet dönemi kışlarını ise Vahdettin Engin’in bir yazısından öğreniyoruz. Cumhuriyet döneminde İstanbul’da ilk şiddetli kış 1929’da yaşandı. 1929 kışı gerçekten çok şiddetli olmuş ve İstanbullular’ı canından bezdirmişti. 2 Şubat 1929’da İstanbullular ani ve şiddetli bir kar yağışı ile karşı karşıya kaldılar. Tipi yüzünden vapurlar işleyemedi, tramvaylar çalışamadı. Şehrin çevre illerle bağlantısı kesildi. Sıcaklık eksi 12 dereceye kadar düştü. Evlerin çatılarında bir metreden fazla buzlar oluştu. İstinye önlerinde Boğaz buz tuttu. Eyüp civarında Haliç dondu. Ayrıca Kâğıthane Deresi, Göksu, Kurbağalıdere ve Terkos Gölü tamamen buz tuttu. Ara sıra güneş çıkar gibi olduysa da kış bir türlü gitmiyordu. 1 Mart 1929 günü İstanbul Boğazı Karadeniz’den gelen buzların istilasına uğradı ve Boğaz dondu. Boğaz bir anda buz istilasına uğrayınca vapurlar işleyemedi.
Köprü ile Kadıköy arasındaki seferler de aksadı. Buzların üzerinde bulunan, Macar katanalarına ait nal izleri, bu buzların Tuna’dan geldiklerini gösteriyordu. Martın ikinci haftasında havalar biraz ısındı ve buzlar eridi.

1929 kışını aratmayan bir başka kış 1954’te yaşandı. 23 Şubat 1954’te İstanbul’da görülmedik şiddette bir kar fırtınası meydana geldi. Saatte 100 kilometre süratle esen rüzgâr İstanbul’da hayatı felç etti. Vapur seferleri yapılamazken, uçak seferleri iptal edildi. Kara ulaşımı aksadı. Tuna’dan kopup Karadeniz’e yayılan büyük buz kitleleri Boğaz’ın Karadeniz çıkışını kapattı. Buzlar yüzünden gemilerin İstanbul Boğazı’na geçişleri durdu. 25 Şubat’ta ise İstanbul’un tarihi kışlarından birisi meydana geldi Boğaz baştan sona tamamen dondu. İstanbullular, Boğaz’ın bir sahilinden diğer sahiline yürüyerek geçtiler. İnsanlar donan Boğaz üzerinde resim çektirerek tarihe geçtiler. 15 yıl sonra İstanbullular 1969’da şiddetli bir kış daha yaşadılar. 1969 kışında Büyükçekmece Gölü, Küçüksu, Kâğıthane Dereleri ve Elmalı Barajı tamamen donmuştu.
Kaynaklar:
https://www.sabah.com.tr/galeri/yasam/istanbul_bogazinin_dondugu_gun/19
Tarihi Tersten Okumak, Zeynep Dramalı, 2004
https://core.ac.uk/download/pdf/38302580.pdf