Ekme-Budama-Aşılama,  Şifalı Bitkiler

Keçiboynuzu

Keçiboynuzu (Ceratonia siliqua) diğer adıyla “harnup”, baklagiller (Fabaceae) familyasından olup Akdeniz ikliminin hüküm sürdüğü yerlerde doğal olarak yetişen ve baklaları (meyveleri) yenen kışın yapraklarını dökmeyen çalı ya da ağaç formunda olan bir bitkidir.

Keçiboynuzu faydaları - Doğanın Takvimi

Dağlarda kendiliğinden ya da fidanı dikilerek yetişen, uzun ömürlü ve boyu 10 m. kadar olan maki türü bir ağaçtır. Sert ve koyu yeşil yapraklıdır. Yaprakları, karşılıklı dizilmiş bileşik yapraklar olup boyları 10-20 cm. uzunluğunda olup damla uçludur. Çiçekleri; 6-12 cm. uzunluğunda olup açık yeşilimsi kırmızı, küçük ve çok sayıdadır. Ağaçın meyveleri (legümen) ise 15-20 cm. kadar olabilen ve ilk zamanlar yeşil, olgunlaştığında ise kahverengileşmektedir. Ağaçın Meyvesinin mezokarpı (orta tabakası), taze iken yumuşak ve tatlıdır. Her bir meyvenin (bakla) içerisinde on beş kadar sert kabuklu yassı tohumlar bulunur. Tohumlar Trigosol adı verilen bir madde içerir.

İçeriğinde yağ, sakkaroz, glikoz, selüloz ve azotlu bileşikler vardır. Çiğ yendiği gibi reçel, likör, pekmez yapımında da kullanılır.

Akdeniz kıyılarında, Kıbrıs adası, Libya ve ABD’nin Kaliforniya bölgesinde bulunur. Türkiye’de Antalya’nın Alanya, Manavgat, Gazipaşa ilçeleri ile Mersin’nin Anamur, Bozyazı, Aydıncık Gülnar ve Silifke, ilçeleri ile Muğla’nın Marmaris ve Datça ilçelerinde dolaylarında küçük veya büyük gruplar halinde yetişmektedir.

Keçiboynuzu ağacı -Doğanın Takvimi
Keçiboynuzu ağacı

Yunanca’da keration, İngilizce’de carob, Arapça’da ise harub veya harnub elmas ölçmek için kullanılmış, elmaslar keçiboynuzu tohumu ile tartılarak satılmıştır. Bu yüzden, kırat ya da karat denilen ölçüye adını vermiştir. Prof.Dr. Aydın Akkaya, keçiboynuzu tohumu ile ilgili konuyu şöyle açıklıyor:
“Keçiboynuzu çekirdeği, doğada ağırlığı değişmeyen bir tohumdur. Bütün tohumlu bitkilerden yalnız keçiboynuzu uzun süre suda bekletildikten sonra filiz verebilir. Bu hem çok kuruduğu ve meyvesinden çıktıktan sonra son ve sabit ağırlığını aldığı için, hem de içine su alma olasılığı çok az ve çok uzun zamana bağlı olduğu içindir. Bu nedenle Araplar, Selçuklular ve Osmanlılar döneminde ağırlık ölçüsü olarak kullanılmıştır. Dört tanesi bir dirhem eder. Dirhem, değişmekle birlikte 3 gr. ağırlığı temsil etmektedir. Satıcı iki dirhemlik (8 çekirdek) bir şey satarken lütfedip 1 çekirdek fazla tartarsa bu, malı alanın itibarını gösterir. Olağandan fazla giyinen, süslenen vb. kişilere iki dirhem bir çekirdek denmesi bundan kaynaklanmaktadır.”

Bir rivayete göre;

Lokman Hekim, günlerden birinde Anadolu’nun güneyindeki insanların dertleriyle ilgilenmek üzere yola çıkar. Toros Dağları’ndan aşağıya inip Akdeniz’e doğru ilerlerken limon ağaçlarını görür. Orada yaşayan insanların daha sağlıklı olabileceğini düşünerek ilerlerken yolunun sağının solunun keçiboynuzu ağaçlarıyla örtülü olduğunu görür. Orada durur. Yanındakilere “Buranın insanlarının bana gereği olmaz.” der, geri döner.

Faydaları

Kolestrol içermez.
Kafein yoktur.
İçerdiği kalsiyum süte oranla yaklaşık 3 kattır.
A, B ve E vitaminleriyle P (fosfor) içerir.
Vücuda yiyecekler aracılığıyla giren radyasyonu dışarı atar.
Yüksek oranda çinko içerir.
Mide ve bağırsak hastalıklarına karşı faydalıdır.

Göğsü yumuşatır, balgam söker ve bronşları boşaltır. Sigara tiryakileri için faydalıdır. İshali keser.
En büyük faydası astım hastalığınadır. Nefes darlığına birebirdir.

Ziraatçiyiz.biz

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error

Yazıyı beğendiyseniz sosyal medyada paylaşabilirsiniz.