Biliyor musunuz?

Kuş Göçünü Etkileyen Faktörler

Canlıların genellikle mevsimlere bağlı olarak yaptıkları dönemsel (periyodik) toplu hareketlere göç denir. Yeni yaşama alanları, besin bulmak için yapılan kitlesel hareketler bu tanım dışında kalırlar. Özellikle kuş göçü sık karşılaşılan bir durumdur.

Türkiye konumundan dolayı Batı Palearktik Bölge’deki kuş varlığı yönünden de stratejik öneme sahiptir. Çünkü, Avrupa, Asya ve Avrupa kıtaları arasında binlerce yıldır süregelen kuş göçlerinden ikisi Türkiye üzerinden gerçekleşmektedir. Coğrafi konumu nedeniyle Türkiye önemli göç yolları üzerinde yer alır. Bu nedenle özellikle göç yolları üzerinde bulunan ülkelerin sorumlulukları diğer ülkelerden daha fazla önem taşımaktadır.

Göçmen kuşlar binlerce kilometrelik kıtalar arası göç yolculukları boyunca bir çok tehlike ile karşı karşıya
kalmaktadırlar. Bu tehditler insan kaynaklı tehditler ve doğal tehlikeler olmak üzere iki temel kategoride tanımlanabilir

1. Kuş Göçünde Doğal Tehditler

Bu tehditler kuşların doğal yaşamlarında sıklıkla karşı karşıya kaldıkları ve bu sebeple çeşitli adaptasyonlar geliştirmiş
oldukları zorluklardır. Kuş göçü olgusunun doğası gereği üreme ve kışlama alanları arasında bir seyahat, mesafenin uzaması ile birlikte, çeşitli problemler ve tehditler oluşturmaktadır.

a. Zor Hava Koşulları

Aşırı soğuk ya da sıcak hava, şiddetli fırtınalar, güçlü ve ters yönde esen rüzgarlar çoğunlukla belirli rotaları kullanan kuşların göçe devam etmelerini zorlaştırır. Özellikle arka arkaya soğuk geçen günlerde termal oluşmamaktadır. Bu termalleri göç için kullanan süzülen göçmen kuşlar bulundukları bölgede beklemek zorunda kalmaktadırlar. Bu da onların özellikle üreme bölgelerine dönerken geç kalmalarına ve üreme takviminin sarkmasına neden olur. Ağır hava şartlarında özellikle yollarını büyük oranda görsel hafızaya dayanarak bulan kuşlar yollarını şaşırabilirler. Bazı durumlarda kuşların geldikleri yöne doğru yönlendikleri de görülmüştür, bunun başlıca sebebinin havaların aniden ısınıp soğuması olarak gösterilmektedir.

b. Açlık, Susuzluk ve Yorgunluk

Uzun mesafeler boyunca devam eden kuş göçü sırada kuşlar birçok olumsuzluk ile karşılaşırlar. Kuşlar açlık, susuzluk ve yorgunluk gibi fizyolojik faktörlerin tehdidi altındadır. Özellikle Akdeniz, Karadeniz ve Sahra Çölü gibi durmadan göç etmek zorunda kaldıkları büyük engelleri aşmak kuşlar için ciddi bir problemdir. Yağ biriktirme, bu yağları yakarak su ihtiyacını en aza indirirler. Bu gibi adaptasyonlar sayesinde kuşlar bu soruna karşı kısmen bir çözüm geliştirmişlerdir. Kazlar ve yırtıcılar gibi büyük kuşlarda çok büyük bir problem olmamaktadır. Ancak özellikle ötücüler gibi küçük kuşlar ne yazık ki göç sırasında açlık, susuzluk ve yorgunluğa yenik düşüp ölmektedirler.

c. Yırtıcı Hayvanlar

Göç yolunda bu rota üzerindeki bölgelerdeki yırtıcı hayvanlar da göçmen kuşlar için ciddi bir tehdit
oluşturmaktadır. Örneğin Akdeniz ve Ege Denizi’ndeki adalarda üreyen Ada Doğanı (Falco eleonorae) göç döneminde Akdeniz’i geçerken bu adalarda konaklayan kuşlarla beslenir ve yavrusunun yumurtadan çıkış zamanı bu besin yoğunluğuna denk gelmektedir. Küçük ötücü kuşlar ise gündüz göç eden ve avlanan yırtıcılardan korunmak için gece göç etmeyi tercih ederler.

2. Kuş Göçünde İnsan Kaynaklı Tehditler

Bu tehditlerden bazıları sanayi devrimi ve hızla gelişen teknoloji ile artan insan nüfusu nedeniyle ciddi
boyutlara ulaşmıştır.

a. Avcılık

İnsanlar ilkel çağlardan beri beslenme ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla doğadaki hayvanları avlamaktadır. Fakat artan insan nüfusu ve özellikle avın beslenme amacından çıkıp bir spor haline gelmesi nedeniyle bazı kuş türlerinin nesli tehlike altına girmiştir. Özellikle diğer nedenlerden dolayı sayıları zaten azalmış olan türler için göç sırasında yaşanan avcılık bu türlerin neslinin tükenmesi aşamasında geri dönülemez bir düşüş içerisine girmesine sebep olmaktadır.

b. Yüksek Gerilim Hatları

Özellikle göç döneminde kuşların yoğun olarak geçiş yaptığı yerler başta olmak üzere insan yerleşiminin olduğu her yerde bulunan enerji nakil hatları kuşlar için göç sırasında ciddi tehdit oluşturmaktadır. Normal hava şartlarında kuşlar enerji nakil hatlarını ayırt edebilseler de, yoğun yağış veya sis gibi görüşün azaldığı durumlarda bu hatlara çarpmaktadırlar. Bu durum hem kuşların telef olmasına, hem de enerji kısıtlamalarına sebebiyet vermektedir. Bu çarpışmaları engellemek için birçok ülkede nakil hatları üzerine tellerin daha belirgin hale getirmek için küçük işaretçikler asılmaktadır.

Kuş Göçü Yüksek Gerilim Hattı

c. Habitat Tahribi

İnsan kaynaklı tehditlerin arasında en ciddi ve giderek yoğunlaşan tehdit habitat tahribidir. Kuşların yaşadıkları,
üredikleri ya da göç sırasında konaklamak için kullandıkları alanların tahrip edilmektedir. Başta kuşlar olmak üzere bütün canlı türlerini tehdit eden bir tehlikedir. Son yıllarda kurutulan sulak alanların sayısının artmasıyla birlikte göçmen kuşlar
Türkiye’de beslenecek alan bulmakta zorlanmaktadırlar. İç Anadolu’da sağlıklı sulakalan ekosistemi kalmaması nedeniyle bu alanlar da kuşlar için beslenmeden ve konaklamadan aşılması gereken çöllere dönüşmektedir. Göç için son derece önemli olan besin bulma sorunu arttığında bir çok türün nesli tehdit altına girecektir. Bu nedenle elimizde kalan sulak alanların kurutulması yerine bunların korunması ve mümkünse eskiden sulak alan olan bölgelerin restorasyonu çok büyük önem kazanmaktadır.

Kuş Göçünde Sulak Alan

d. İnsan Kaynaklı Çarpışmalar

İlk bakışta çok önemli gibi görünmese de gökdelenler ve uzun bina gibi yapılar kuşlar için ciddi bir risk taşımaktadır. Gece göç eden türlerin yollarını bulmak için yıldızları kullandığı düşünülürse, gökdelenlerin tepesindeki ışıkları yıldız zanneden kuşların yaşadığı tehlikeler daha açık görünmektedir. Bu şekilde yanlış yönlendirilen kuşlar gitmek istedikleri yönün dışında başka bir alana yönlenerek çoğu zaman bir besin kaynağına ulaşamadan ölmektedir. Ayrıca bulutlu ve sisli gecelerde göç eden hayvanların yakınlarda gördükleri ışık kaynaklarına yönlendikleri gözlenmiştir. Bu da istenmeyen yön değişikliklerine veya bu binalara çarparak ölümlere sebep olması nedeniyle göçmen kuşlar için ciddi bir tehdittir.

Kuş Göçünde Uçak Kazaları

e. Zehirlenme

Kuşların göç yolculuğu sırasında konaklayıp beslendikleri alanlarda yaşanan çevre kirliliği bir çok hayvanın ölmesine
neden olmaktadır. 2004 yılında Bursa’da yuvada halkalanan bir yavru leylek gelişimini tamamlayıp göçe başlamış ve
İsrail’de bir fabrikanın atıklarını bıraktığı bir gölden beslenirken zehirlenerek ölmüştür. Ne yazık ki birçok bölgede benzer zehirlenme olaylarına rastlanmaktadır. Sanayi artıkları arıtılmadan sulak alan veya diğer doğal ortamlara bırakılmakta ve doğal yaşam tehdit edilmektedir. Arıtma kullanmayan tesislerin atıklarını bıraktıkları doğal sulakalanlar çevresinde yoğun miktarda kuş ölümüne rastlanmaktadır. Ayrıca tarımda aşırı miktarda kullanılan böcek ilacı, yabani
ot ilacı ya da suni gübreler de göçmen kuşları en az zehirler kadar tehdit etmektedir. Zehirlenmiş böcek ya da bünyesinde ot ilacı barındıran hayvanlarla beslenen kuşlar da vücutlarında zehir birikmesi sonucu ölmektedir.

Kaynak : Doğa Araştırmaları Derneği

Daha detaylı bilgiye Doğa Araştırmaları Derneğinin hazırladığı GÖÇMEN KUŞLARIN KORUNMASI İÇİN
EĞİTİM ve KAMUOYU BİLİNÇLENDİRME PROJESİ’nin kitapçığına buradan ulaşabilirsiniz.

Kuş Göçleri Ne Zaman Olur ? konulu yazımıza buradan ulaşabilirsiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error

Yazıyı beğendiyseniz sosyal medyada paylaşabilirsiniz.