
Ormanların Yok Olmasının İklim Değişikliğine Etkisi
İklim değişikliği Nedir?
İklim değişiklikleri, bilimsel olarak klimatoloji dalına göre incelenen bir tür atmosferik ya da astronomik değişikliklerdir. İklim sistemi, içsel ve insani etkiler, Güneş’in periyodik aktiviteleri ve sera gazları, vb. nedenlerden etkilenmektedir.

Gezegenimizin atmosferi tıpkı bir sera gibi çalışır. Yeryüzüne ulaşan güneş ışınlarının neredeyse yarıya yakını yeryüzünden yansır. Atmosferimiz, sera gazı olarak da nitelendirilen karbondioksit, metan, su buharı, ozon, azot oksit vb. gazlar sayesinde yeryüzünden yansıyan güneş ışınlarının bir kısmını tekrar yeryüzüne gönderir. Bir battaniye işlevi gören sera gazları sayesinde yeryüzündeki ortalama sıcaklık, insanlar, hayvanlar ve bitkilerin hayatını sürdürmesine imkân verecek bir ısı düzeyini, 15°C’yi yakalar. Sera gazları olmasaydı, yeryüzünün ortalama sıcaklığı -18°C civarında olurdu. Sera gazlarının bu doğal etkisi “sera gazı etkisi” olarak adlandırılır.
Sera Gazı Nedir ve Neden Artıyor?
Karbon dioksit (CO2), Metan (CH4), Nitröz Oksit (NO2), Hidroflorür karbonlar (HFCs) gibi atmosferde kızıl ötesi ışınları tutarak atmosferin ısınmasına neden olan gazlara ya da bileşiklere sera gazı denir.
Atmosferdeki sera gazlarının oranı, 1750’li yıllarda başlayan sanayi devrimi sonrasında artmaya başlamış, karbondioksit oranı %40’lık bir artış göstererek 280 ppm’den 394 ppm’e ulaşmıştır. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’ne (IPCC) göre karbondioksit oranındaki artış öncelikle fosil yakıt kullanımından kaynaklanıyor. Kayda değer ikinci etken, başta ormansızlaşma olmak üzere arazi kullanımındaki değişimdir.
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli, insan faaliyetlerinin atmosferde yarattığı etkinin sonucunda küresel ortalama sıcaklıklarda artış yaşandığını ortaya koymuştur.
Sera gazının artmasına etki eden faktörler:
Sera gazı emisyon miktarı atmosferde insan kaynaklı olarak; Fosil yakıt kullanımı, ormanların kıyımı, sentetik gübre kullanımı, endüstriyel prosesler ve hayvancılık ile artmaktadır.
Ağaçlar havadaki karbondioksiti emerek oksijeni geri salar böylelikle havayı temizlemiş olur. Bu nedenle ağaçlar için “dünyanın akciğerlerdir” tabiri doğrudur. Ancak ormanların yanması ve kesilmesi sonucunda tüm hayatı boyunca emdiği karbondioksit tekrar havaya salınır. Özellikle yangınlarda oluşan yoğun karbondioksit bu nedenledir.
Yetişkin 12 metre bir çınar ağacı düşünelim. Kök ve yaprakları dahil, 2 ton civarında kütleye sahiptir. Eğer her yıl %5 uzayacak olursa, yılda 100 kilogram odun üretmektedir. Bu da, 38 kilogram karbon demektir ve ağaç başına her yıl 100 kilogram oksijenin havaya verildiği söylenebilir.
Amazon Ormanları’nda iki hafta boyunca süren yangınların sebebi olarak büyükbaş hayvancılık ve tomruk elde etmek için ormansızlaştırmak gösterilmektedir. Yangınlar bölgedeki birçok kabilenin ve hayvanın hayatını tehdit ettiği gibi atmosfere ciddi miktarlarda karbondioksit (CO2) salımına sebep oldu. Bir yangının ardından kendini yenileyebilen ormanların daha fazla CO2’yi tutabileceği söyleniyor olsa da yenileme süresi 45 ila 4000 yıl arasında değişiyor.

2019 yılında Avustralya’da, orman yangınları sonucu, ülkenin bir yıldaki sera gazı emisyonunun neredeyse yarısına eşit miktardaki karbondioksit sadece birkaç ayda atmosfere salındı. 3 milyon hektar ormanlık alanı yangında kaybetmesi sonucu Yeni Güney Galler’de 195 milyon ton, Queensland’de ise 55 milyon ton karbondioksit salındı. Geçen yıl tüm Avustralya’nın sera gazı emisyonu 532 milyon tondu.

Avrupa Orta Vadeli Hava Tahminleri Merkezi (ECMWF), Amazon yangınlarının Ağustos ayında ne kadar CO2 ortaya çıkardığını ortaya koydu. Hesaplamalara göre 20 Ağustos’a kadar olan sürede bile 23 milyon ton CO2 salımı yaşanmış durumda.
Normal şartlar altında bile ormanların bu miktarlardaki karbondioksit miktarını tekrar emmesi on yıllar sürecek.
