
SU DÖNGÜSÜ NEDİR?
Denizlerden bulutlara, bulutlardan toprağa… Çok iyi işliyor gibi gözüken suyun döngüsü ne yazık ki zayıf bir nokta içeriyor: Su, her yere eşit miktarda düşmüyor. Bu durum global su krizinin önemli sebeplerinden biri.
Hayatımız için vazgeçilmez olan tatlı suyun döngüsü gezegenimizdeki toplam suyun yüzde 97’sini barındıran okyanuslarda başlar. Güneş ışınlarının etkisiyle ince bir su katmanı tuzu denizde bırakarak buharlaşır. Havada buhar biçiminde uzun bir yolculuğa çıkar. Daha sonra yoğunlaşarak bulut bicimine dönüşür. Bulutları oluşturan minik damlacıklar yeterli bir çapa ulaşınca yağmur ya da kar olarak yere düşerler.

Yere inen suyun bir bölümü toprağın altına geçer. Buzulları bir kenara bıraktığımızda yeraltında yer üstünde olandan yüz kat daha fazla tatlı su bulunur. İklim döngüleri yüzünden yağmur sezonlarının yerini bir süre sonra kurak yani yağmur yağmayan sezonlar alır. Bazı bölgelerde göğün muslukları aniden açılır ve kapanır. Buna muson yağmurları denir. Yılın dörtte birinde toplam yağmurun dörtte üçü yağar. Dünyadaki tatlı suyun bir bölümü kullanılabilir değildir. Hızlıca okyanuslara geri dönen, buzul biçiminde ya da yeraltında biriken su artık döngüye katılamaz olur.
Dörtte üçü suyla kaplı bir gezegende yaşayanlar için susuzluğun en önemli sorunlardan olması trajikomik bir durum gibi görünebilir. Ancak var olan suyun sadece yüzde 1’inin içilebilir nitelikte olması küresel ısınmanın tehdidi altında olan Mavi Küre’yi ciddi bir su sorunuyla karşıya karşıya bırakıyor.
Tatlı su söz konusu olduğunda dünya sanıldığı gibi zengin bir gezegen değil. Gezegenimizdeki toplam suyun yüzde 96’sı tuzlu su. Yüzde 4 oranındaki tatlı suyun büyük bir bölümü ise buzullar içinde hapsolmuş durumda. Aci gerçek şu: Dünyada kullanılabilen tatlı su miktarı yeryüzündeki suyun sadece yüzde birini oluşturuyor.

İçilebilir suyun coğrafi olarak dengesiz dağılımı, nüfus artışı ve kuraklık gibi nedenler milyarlarca insanı susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya bırakıyor. Kısıtlı kaynaklara rağmen su tüketimimiz katlanarak artıyor. Gezegenimizdeki 1 buçuk milyar insan yeterli içme suyundan yoksun. 2 buçuk milyar insan sağlıklı içme suyuna ulaşamıyor. Gelecekle ilgili tahminler ise daha da iç karartıcı. 2050 yılında 4 milyar insanın su kıtlığıyla karşı karşıya kalacağı tahmin ediliyor. Bu, 2050 yılındaki tahmini dünya nüfusunun yüzde 40’ı demek.
Suyumuzu idareli kullanmak için hepimize görevler düşüyor. İçilebilir suyun hangi alanlarda daha fazla kullanıldığı öğrenebilir ve tasarruf için neler yapabileceğimizi görebiliriz.
Kaynak: BBC Dünya Raporu

