ZOONOZLARI ÖNLEMEK İÇİN NE YAPILMALI?
Zoonozları kontrol etmek veya önlemek için, insanlar konakçı veya vektör türlerin popülasyonlarını azaltmaya çalıştılar. Kontrolsüz şekilde böcek ilacı kullanımı veya enfekte olmuş çiftlik hayvanlarının öldürülmesi gibi sert önlemler alındı. Bu tür müdahalelerin etkileri çeşitli sebeplerden ötürü sınırlıdır:
● Böcekler ve (kene gibi) diğer vektörlerin böcek ilaçlarına ve diğer kimyasal maddelere karşı direnç geliştirmesi
● Konakçı türlerin ekolojisinde beklenmedik değişiklikler ● Alınan tedbirin hedef dışı türler üzerindeki etkileri
● Ekosistemleri etkileyen beklenmedik sonuçların ortaya çıkması-sıtmaya karşı DDT kullanımında olduğu gibi
● Sosyoekonomik etkiler-kuşgribini engellemek için kümes hayvanlarının toplu olarak öldürülmesinde olduğu gibi.
Geride bıraktığımız on yıl içinde Tek Sağlık girişimi kapsamında tüm dünyada çalışmalar yürütüldü. Bu stratejik kavram, insan sağlığının diğer hayvan türlerinin ve çevrenin sağlığı ile yakından bağlantılı olduğu temeline dayanmaktadır.
Girişim, Birleşmiş Milletler’in birçok organı, Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (OIE), Avrupa Komisyonu, araştırma kurumları, STK’ lar ve diğer birçok kuruluş tarafından resmi olarak kabul edilmiştir. Tek Sağlık, insanların, diğer hayvanların, bitkilerin, yaşam ve çalışma ortamlarının ve ekosistemlerin sağlığını bir bütün olarak dikkate alarak insan, hayvan ve çevre sağlığı etkileşimlerinden kaynaklanan olası veya mevcut riskleri ele almak için disiplinler arası ve işbirliğine dayalı bir yaklaşımı teşvik eder.

Tek Sağlık yaklaşımının gerçekten etkili olabilmesi için, doktorlar, veteriner hekimler, epidemiyologlar, çevreciler ve yaban hayatı uzmanları başta olmak üzere, sosyologlar, iktisatçılar ve hukukçular gibi ilgili meslek grupları arasında daha güçlü ve sistematik etkileşime ihtiyaç vardır.
Türümüzü pandemilerin zararlı etkilerinden ancak sağlığımızın ve refahımızın doğa ve içinde barındırdıklarıyla yakından bağlantılı olduğunu kabul ettiğimiz zaman koruyabiliriz.
ÇÖZÜM ÖNERİMİZ: DOĞAYI KORUMAK VE ONARMAK
Covid-19 salgınının geride bırakacağı izler, yakın gelecekte de küresel gündemi meşgul etmeye devam edecek. Dünya kamuoyu olarak bu tür salgınların yeniden ortaya çıkma riskini azaltmak için bir takım adımlar atmamız çok önemli. Yasadışı yaban hayatı ticaretine son vermek, düzensiz yaban hayatı pazarlarını kapatmak, sağlıklı ekosistemleri korumak ve bozulmuş olanları yeniden sağlığına kavuşturmak atılabilecek en önemli adımlardan bazılarıdır.
Koronavirüs krizinin endişe verici etkileriyle mücadele ederken, hâlâ devam eden ve geleceğimizi tehdit eden doğa ve iklim krizlerini unutmamalıyız. Hükümetlerin küresel düzeyde bağlayıcı olan Doğa ve İnsan için Yeni bir Anlaşma imzalamaları artık her zamankinden daha zorunlu hale gelmiştir. Bu anlaşma ile aşağıdakiler hedeflenmelidir:
- ● Doğadaki ayak izimizi yarıya indirmek
- ● Doğal habitatların kaybını durdurmak
- ● Canlı türlerinin yok olmasını durdurmak Bir yandan doğal ekosistemlerimizi korurken, diğer yandan bozulmuş ve tahrip görmüş olanları da yeniden eski sağlığına kavuşturmak için harekete geçmemiz gerekiyor; ki orman ekosistemlerinde olduğu gibi temel işlevlerini yerine getirebilsin ve insana sağladığı faydalar devam edebilsin. Bu zorlu görevinfarkında olan BM, 2021-2030 dönemini Ekosistemi Onarma On Yılı ilan etti. Ekosistemlerimizi korumak ve hastalıkların kontrolü gibi sağladıkları hizmetleri geri kazanmak, insanın ve gezegenimizin sağlığını korumanın ayrılmaz bir parçası olarak görülmelidir. Koronavirüsün yarattığı tahribatın boyutlarını ortaya koyarken, gelecekte karşımıza çıkabilecek benzer krizlerin önlenmesinde doğanın gücünü idrak ederek ondan faydalanmanın yollarını bulmak zorundayız. Sağlıklı bir gezegen, kendi sağlığımız ve refahımızın temelidir.